Tanrı, kendisi ve amacı hakkında bilmemizi istediği ne varsa, bize Kutsal Kitap'ta söylemiştir.
Kutsal Kitap kendi içinde bir bütündür; altmış altı bölümden oluşur ve her bir bölüm 'kitap' diye adlandırılır. Yaratılış'ın ilk bölümünde, dünyanın ve bizler de dahil olmak üzere üzerinde yaşayan her şeyin yaratılışı ile başlar. Yaratılış işi tamamlanınca her şey "çok iyi" idi (31. ayet). Devamında bu 'çok iyi' olma dururmunun, insanın Yaratıcısı'na itaatsizlik etmesiyle birlikte nasıl bozulduğu anlatılır. Bir sonraki sayfalarında, Tanrı'nın zararı giderecek ve zaman içinde her şeyi yeniden çok iyi duruma getirecek bir süreci nasıl başlattığını anlatmaya başlar. İnsana, Tanrı'nın söylediklerine inanırsa, günahlarını itiraf ederse ve ders çıkaracağı kurbanlar sunup bütün bunları kabul ederse, bağışlanabileceği gösterildi.
İnsanın Sorunu, Tanrı'nın Çözümü
Bu "kurtuluş yolu", Kutsal Kitap'ın ilerleyen bölümlerinde giderek daha belirgin hale gelmiştir. Ancak bütün insanlar ilk insan Adem ile aynı yanlışlara düşer. Hepsi bir dereceye kadar başarısız olur ve er ya da geç herkes ölür. Ama sonunda İsa geldi! O bir kadından doğdu ve hepimiz gibi gerçekten insandı. Ancak Tanrı'nın gücü aracılığıyla doğmuştu. Hepimizin başarısız olduğu noktada bir başarı gösterdi. Bizden farklı olarak her türlü denenmeye direnerek mükemmel bir yaşam sürdü. Sonra kötü insanların kendisini çarmıha germesine sesini çıkarmadı ve mükemmel bir kurban olarak kendi özgür iradesiyle canını verdi. Bu şekilde İsa, bu sıkıntılı insan doğasını sonsuza dek geçmişe gömdü. Çünkü Babası olan Tanrı O'nu mükemmel bir ölümsüz yaşama kaldırmıştı.
Sonra İsa'nın elçileri, herkesi İsa'nın ardından gitmeye, öğretisine inanmaya ve içtenlikle O'nunla aynı şekilde yaşamaya davet ederek dünyaya açıldılar. Bu daveti kabul edenler bağışlanacak ve İsa Kral olarak geri döndüğünde sonsuz yaşamın tadını çıkarma umuduna sahip olacaklardı. Günahkar insanların bu denli bozduğu dünya, sonunda Tanrı'nın görkemi ile dolacak. Kutsal Kitap, her şey yenilenip "çok iyi" duruma geldiğinde, dünyanın ve dünya insanlarının güzel tanımıyla son bulur. Günah, acı, keder ve hatta ölüm sonsuza dek ortadan kalkacak ve Tanrı herkes tarafından yüceltilecek (Vahiy 21-22).
Baştan Sona
Böylece Kutsal Kitap baştan sona bütün hikayeyi anlatmış bulunur. Tarihin her dönemi için insanlara hayatlarını nasıl yaşamaları gerektiği konusunda rehberlik verilmiştir. Tanrı'nın Musa aracılığıyla açıkladığı Yasa'dan önceki dönemde (MÖ 1400 civarında), İbrahim gibi insanlar Tanrı'nın 'uyarılarına, buyruklarına, kurallarına ve yasalarına' bağlı kaldı (Yaratılış 26: 5).
Musa Aracılığıyla Verilen Yasa (Çıkış'tan Tekrar'a)
Bu eklenen ayrıntılar, bütün Yahudi ulusunun yönetilebilmesi için yaşamın temel ilkelerini anlatıyordu. Elçi Pavlus bunun amacını şu şekilde açıklıyor; "Öyleyse, Yasa'nın amacı nedir? Yasa suçun ne olduğunu göstermek için eklendi. . . . . İbrahim'e vaat edilen soy gelinceye dek sürecekti."
An entire nation could not be trusted to obey a few spiritual principles: ayrıntılı olarak yapılması ve yapılmaması gerekenler, mükafatlar ve cezalar olmalıydı. Bu yasa tamamlandığında, herkes "hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın" diye uyarıldı (Yasa'nın Tekrarı 12:32). Ulu peygamber Yeşaya şöyle yazdı: "Şeriate ve şehadete! Eğer bu söze göre söylemezlerse, gerçek onlar için tan ışığı olmaz" (Yeşaya 8:20 KMEYA).
Mesih'in Gelişi
Son olarak, "Tanrı önceki çağlarda çeşitli biçimlerde, değişik yollardan atalarımızla peygamberler aracılığıyla konuştu" (İbraniler 11:1-2). İsa kendisini `Alfa ve Omega` diye adlandırmıştır (Vahiy 22:13). Alfa ve Omega Yunan alfabesinin ilk ve son harfleridir. Herhangi bir dilde, her şey alfabenin harfleri ya da eşdeğerleri kullanılarak söylenir. Öyleyse, Tanrı bize söylemek istediği her şeyi "Kutsal Yazı bozulmaz" diyen İsa'da ve O'nun aracılığıyla söyler (Yuhanna 10:35). İsa, Tanrı'nın "beden olan söz"üdür (Yuhanna 1:14). İsa Kral olarak geri dönmeden önce, O'ndan bize gönderilmiş olan son bildiri Vahiy Kitabı'dır. Vahiy'de, O'nun sözlerine bir şey eklersek, Tanrı'nın orada anlatılan bütün belaları bize ekleyeceğini ve bir şey çıkarırsak, Tanrı'nın bizi sonsuz yaşamdan mahrum bırakacağı yazılmıştır (Vahiy 22:18-19). Öyleyse, İsa'nın işinde yetkin olduğu gibi, Tanrı'nın bize olan vahyi de Kutsal Kitap'ta yetkin oldu, yani tamamlandı.
Uyarı ve Teşvik
Ne yazık ki, her yaştan pek çok dindar insan bunu kabul etmemiştir. İsa'nın, "Tanrı'nın sözünü geçersiz kılıyor" dediği bazı gelenekler "eklenmiş" durumdadır (Matta 15:3-8). Bazı kimseler, kendilerine geldiğini düşündükleri görümler ve vahiyler eklemiştir. Diğer başka kimseler ise Kutsal Kitap'ın işlerine gelmeyen kısımlarını inkar ederek ya da boşlayarak "çıkarma" yapmıştır. Elçilerin İşleri 17:11'de bahsi geçen kişiler bize doğru yolun ne olduğunu göstermektedir: "Bu insanlar Selanik halkından daha aydın görüşlüydü. Yayılan sözü göze görünür bir içtenlikle benimsediler. Bildirilen konular gerçekten böyle midir diye her gün Kutsal Yazılar'ı araştırdılar."
Sonrasında, tüm bunların doğru olduğuna inanmak için bazı sağlam nedenlere göz atmayı umuyoruz.
Devamında ise Tanrı'nın milyonlarca canlıyı ve son olarak erkeği ve kadını yarattığını anlatır. Tanrı bizi yarattığı için bizim için en iyisini O bilir ve bize ne yapacağımızı söyleme hakkına sahiptir. Malaki Peygamber Eski Antlaşma'nın sonunda şöyle diyor.
"Hepimizin babası bir değil mi? Bizi yaratan aynı Tanrı değil mi? Öyleyse neden atalarımızın yaptığı antlaşmayı bozarak herkes kardeşine ihanet ediyor?" (Malaki 2:10).
Tek Tanrı'ya İnanç
Malaki, Tanrı'nın "Baba" olduğunu, Musa ise O'nun 'yukarıda göklerde, aşağıda yeryüzünde Tanrı olduğunu, O'ndan başkası olmadığını' söylemiştir (Yas. 4:39). Diğer tüm 'ilahlar' insan uydurmalarıdır (Yşa. 45:5). Tek Tanrı O'dur:
"Dinle, ey İsrail! Tanrımız RAB tek RAB'dir" (Yas. 6:4).
Yeni Antlaşma da bunu doğrular:
"Bizim için bir Allah Baba, vardır; her şey ondandır" (1. Korintoslular 8:6 KMEYA).
"Hepimizin tek Tanrısı ve Babası vardır. O hepsinin üstünde, hepsini yöneten, hepsini doldurandır" (Efesoslular 4:6).
"Çünkü tek Tanrı vardır; Tanrı'yla insanlar arasında da tek arabulucu: İnsan olan Mesih İsa" (1. Timoteos 2:5).
İsa Tanrı'nın Oğlu'dur ve Tanrı'nın dünyaya dair ne tasarısı varsa O'nun üzerine kuruludur. İsa ve daha sonra kim olduğu hakkında dikkatlice düşüneceğiz. Ancak şunu bilelim ki Kutsal Kitap O'na "Oğul Tanrı" demiyor. Gerçekte İsa Babası'na dua ederken şöyle demiştir:
"Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih'i tanımalarıdır" (Yuhanna 17:3 TCL02).
Ne yazık ki çok eski zamanlardan günümüze değin insanların çoğu Tanrı'nın Tek olduğunu kabul etmemiştir. Hakikat içerisinde Tek Tanrı'ya tapınacaklarına yıldızlara, hayvanlara, imgesel ilahlara ve kendileri için yaptıkları putlara tapınmışlardır. Bir baş ilaha tapınanan pek çok ulus da onun üç uknumuna inanmıştır. Böylesi bir inançla Antik Babil, Mısır, Grek, Roma ve günümüzde dahi bazı ülkelerde karşılaşmaktayız. Zaman geçtikçe Tek Tanrı'ya tapınmak isteyen insanlar bile bu fikirlerden etkilenmiştir.
İsa'nın yeryüzündeki yaşamından yaklaşık iki yüzyıl sonra Grek filozoflarını inceleyen birçok Hristiyan onların fikirlerini Hristiyanlığa taşıdı. Bu fikirlerden biri de Gerçek Tanrı'nın üçlük olduğu fikriydi. Bu, Roma İmparatoru Konstantin tarafından MS 325 civarında, yani İsa'nın hizmetinden yaklaşık üç yüz yıl sonra kiliseye dayatılan Teslis öğretisidir. MS 380'de İmparator Theodosius daha da ileri gitti ve her Hristiyan'ın Teslis'e inanması gerektiğini buyuran bir yasa çıkardı ve aynı fikirde olmayan herkesi cezalandırmakla tehdit etti.
Ancak Yahudiler, Müslümanlar ve bir avuç cesaretli gerçek Hristiyan, Tanrı'nın üçlük olduğu fikrine sürekli olarak karşı çıkmıştır.
Onlar, bizim görüşmüze göre Kutsal Kitap'ın en başından
beri öğrettiği şeye, yani Tanrı'nın tek olduğuna inanırlar.
Tek Tanrı'ya İbadet
Tanrı'nın Tek olduğu inancı sadece inanılması gereken basit bir "öğreti" değildir. Bunun yaşayış biçimimiz üzerinde de büyük bir etkisinin olması gerekir. Elbette ki yalnızca ona ibadet etmeliyiz ama aynı zamanda Tanrı kendi içinde bölünmemiş olduğundan, O'na olan ibadetimiz de bölünmemiş olmalıdır. İsa şöyle diyor:
"En önemli buyruk şudur: 'Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab'dir. Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle. . . canınla. . . aklınla. . . gücünle seveceksin'" (Markos 12:29-30).
Bir sonraki çalışmada, Tek Tanrı'nın kendisini ve dünyaya yönelik tasarılarını biz insanların anlayabileceği biçimlerde nasıl açıkladığını göreceğiz.