Covid 19, Tanrı, Komşularımız ve Biz

"Her an uyanık kalın, gerçekleşmek üzere olan bütün bu olaylardan kurtulabilmek ve İnsanoğlu'nun önünde durabilmek için dua edin" (Luk. 21:36).

Her zaman, İsa'nın dönüşüyle bağlantılı olarak gerçekleşeceği önceden bildirilen felaket olaylarının tüm dünyayı etkileyeceğini düşünmüşümdür.

Bu olaylar, nihayetinde herkesi o denli umutsuz koşullarla bulundukları noktaya getirecek ki kurtulmak için İsa'ya ve O'nun öğretilerine başvurmaya daha çok istekli olacaklardır.

Orta Doğu'da savaş olacağını düşünüyordum, depremler düşünüyordum ama bir salgın aklıma gelmemişti. Bu görünmez virüs tüm dünyayı temelinden sarsmaya oldukça yakındır.

Hagay kitabında önceden bildirilen sarsıntı bu noktada iyi bir örnek olacaktır:

"Her Şeye Egemen RAB diyor ki, 'Kısa zamanda bir kez daha yeri, göğü, denizi, karayı sarsacağım. Bütün ulusları sarsacağım, değerli eşyalarını buraya getirecekler. Ben de bu tapınağı görkemle dolduracağım.' Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB. 'Gümüş de, altın da benim' diyor Her Şeye Egemen RAB. Yeni tapınağın görkemi, öncekinden daha büyük olacak. Buraya esenlik vereceğim.' Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB" (Hag. 2:6-9)

İbraniler 12:25-26 ayetleri, bizi Tanrı'nın sözlerinden geri dönmememiz için teşvik etme konusunda Hagay kitabıyla bağlantılıdır.

"Bunları söyleyeni reddetmemeye dikkat edin. Çünkü yeryüzünde kendilerini uyaranı reddedenler kurtulamadılarsa, göklerden bizi uyarandan yüz çevirirsek, bizim de kurtulamayacağımız çok daha kesindir. O zaman O'nun sesi yeri sarsmıştı. Ama şimdi, 'Bir kez daha yalnız yeri değil, göğü de sarsacağım' diye söz vermiştir."

"Göğün sarsılması", geçmişte meydana gelen ve radyo yayınlarını kesintiye uğratan olaylarda olduğu gibi bir güneş patlaması ya da parlaması olabilir mi?

Belki bu sefer çok daha güçlü bir şekilde ve uydu elektroniğini devre dışı bırakacak bir biçimde gerçekleşebilir ve böylece internete bağlı olan iletişimimiz, askeri casusluk, erken uyarı sistemleri, bankacılık ve diğer sistemlerimiz sona erebilir mi?

Hepimiz İsa'nın dönüşü ile ilgili ön bildirilerin ne şekilde vuku bulacağı konusunda tahminler yürütmüşüzdür. Ancak belirttiğim gibi, bir salgın olabileceğini düşünmemiştim. Zamanın sonuyla ilgili olayların Arap müttefikleri ve Kuzey ordusunun İsrail'e girişi ile başlayacağını ve daha sonra oradan tüm yeryüzünü kaplayacağını düşünüyordum. Belki de geniş çaplı nükleer patlamalar olacak diye bekliyordum. En azından ilkin bu şekilde olacağını hayal etmiştim.

Hepimiz ölümcül bulaşıcı hastalıkların hâlâ var olduğunu ve zaman zaman bazı yeni hastalıklar ile birlikte kendini gösterdiğini zaten biliyorduk. Tıbbî ve bilimsel kuruluşların bizi bunlardan korumak için hızla geliştirecek ve bizi tedavi edecek ilaçları ve aşılarına güvenimiz olabilir.

Oysa bu, dünyanın her yerinde geçerli değildir. Ancak az gelişmiş ülkelerde bile bu konuda ilerleme katedilmiştir. Cüzzam, çiçek hastalığı ve çocuk felci, neredeyse tamamen ortadan kaldırılmış salgın hastalıklara iyi birer örnektir. Fakat bu başarılar, bizi ölümcül ve yıkıcı salgın hastalıkların ne kadar ciddi olabileceğini unutmaya sevk etmiştir.

Geçmiş Salgın İstatikleri

"Önce ne olduysa, yine olacak. Önce ne yapıldıysa, yine yapılacak. Güneşin altında yeni bir şey yok" (Vai. 1:9)

Geçmiş salgınlarda meydana gelen ölüm sayıları, kendi dönemindeki nüfusun yüzdesince ele alındığında ve bugün dünya nüfusu üzerine uygulandığında, mevcut (Ekim 2020) COVID ölüm vakalarının az gibi görünmesine neden olacaktır.

Bugünün nüfuslarına uygulanan aynı yüzdeler, grafiksel olarak görmek istemeyeceğimiz toplamlarla sonuçlanacaktır. Hiç şüphe yok ki bazıları, "Her şey ilk günde olduğu gibi aynı, değişen ne var?" diye düşünüyordur.

2. Petrus 3:4 ayetini okuyunuz.

İsa, dönüşünden önceki günlerdeki dünya koşullarının Nuh'un günlerindekiler ile aynı olacağına ilişkin ön bildiride bulunmuştur.

Matta 24:38 ayetini okuyunuz.

Tanrı'nın insanlarla olan ilişkisinde, hastalıklar her zaman bir rol oynamıştır. Büyük dersler, Eyüp gibi hepimize verilmiştir.

Çölde Sayım kitabının 10. Bölümünde, Miryam ve Harun, Musa'yı yerdikleri için cüzzamla cezalandırılmıştı. Yeşaya 37'de meleklerin 185 000 Asur askerini yok etmek için aynı şeyi kullandıklarını okuyoruz..

Bu konu üzerinde düşünürken aklınıza kuşkusuz başka örnekler de geliyordur. Çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük bir şeyin tüm dünyayı feci şekilde etkileyebileceğini ve bunu çok çabuk yapabileceğini düşünmek inanılmazdır. Ne kadar da hassasız!

Habakkuk kitabının 3. bölümünde, Tanrı'nın Sina'daki seslenişinin bağlamında, Tanrı halkının nihai gelecekteki kurtuluşu tasvir edilmiştir. Habakkuk peygamberin bu görümünde hastalıklar da rol oynamaktadır.

"Yayılıyor salgın hastalıklar önüsıra, ardısıra da ölümcül hastalıklar" (Hab. 3:5).

Hezekiel kitabının 38. bölümünde, Tanrı'nın İsrail'i kurtarmasının bir parçası olarak, Gog'a bir "salgın" gönderdiğinden özellikle bahsedilmiştir.

"Onu salgın hastalıkla, kanla cezalandıracağım; onun, ordusunun, ondan yana olan birçok ulusun üzerine sağanak yağmur, dolu, ateşli kükürt yağdıracağım" (Hez. 38:22).

Açıkça görülüyor ki salgın hastalıklar, Tanrı'nın dünyamıza boyun eğdirmek için kullandığı anahtar etmenlerden biri olacak.

Efendimiz geri döndüğünde, dünyamızda meydana gelen trajedilerden kaçmamız için dua etmemiz gerektiği söylenmiştir. Bu da bağışlanma umudunu sunar. Değilse, İsa bu umudu vermezdi. Bu, dua eden herkesin bağışlanacağı anlamına gelmez, ancak duanın birçok kişiyi esirgeyeceğine dair bir söz olarak değerlendirilebilir.

"Terbiye edilmek uğruna acılara katlanmalısınız. Tanrı size oğullarına davranır gibi davranıyor. Hangi oğul babası tarafından terbiye edilmez?" (İbr 12:7)

İsa'nın sevgi dolu ve merhametli yargıcımız olacağı gerçeğine ve büyük yargı gününde sonsuz yaşam bahşedilmesi umudumuza her zaman güven duyduk. Umudumuzun bireysel doğruluğumuza bağlı olduğunu bir an olsun düşünmüş değiliz.

İşte bu yüzden denetimimiz dışında dünyada meydana gelen olayları alçakgönüllülükle kabul etmeliyiz.

Dünya bunu anlamaya başlıyor. Bu virüs, dünyanın her yerinde birçok insanın Tanrı hakkında düşünmesine neden oluyor. Birkaç ay önce Müslüman bir arkadaşımdan aldığım bir mesajdan bir alıntı yapmak gerekirse: "Bu olayları yönetenin kim olduğunu unutuyor, yalnızca şekilsel tapınmalarla meşgul oluyoruz."

Bununla birlikte, birçoklarının bir aşı tarafından kurtarılacaklarını düşündüğünü söyleyebilirim. Ya da belki "sürü bağışıklığı" ile (nüfusun yeterince büyük bir yüzdesi aşılandığında ya da hastalığa yakalandığında, hastalığın yayılma olasılığını ortadan kaldırır). Pek çoğu, salgını ikinci gelişin habercisi olarak görmeyecektir.

Bu Olaylar Son'un Başangıcı mı? Bilemiyoruz!

Önceki felaketlerin istatistiklerine baktığımızda, "her şeyin yaratılışın başından beri olduğu gibi devam ettiği" sonucuna varabiliriz. (2Pe. 3:4) Bu dünya denetiminin dışındaki olaylar, insan yönetimlerine diz çöktürecek ve her şeyin sonunda, İsa her yerde herkes tarafından arzu edilecek.

Nitekim Hagay şu peygamberlikte bulunmuştur:

"Bütün ulusları sarsacağım, değerli eşyalarını buraya getirecekler. Ben de bu tapınağı görkemle dolduracağım.' Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB" (Hag. 2:7).

Ön Bildirilerin Bir Sebebinin Olduğunu Unutmayın

Pavlus'un Romalılara öğüdün bizim için de iyi bir öğüttür.

Önceden ne yazıldıysa, bize öğretmek için, sabırla ve Kutsal Yazılar'ın verdiği cesaretle umudumuz olsun diye yazıldı. Romalılar 15:4

Çoğumuz için, Kutsal Kitap'ın öğretilerine bu kadar çok güven duymamızı sağlayan gerçekleşmiş ön bildirilerdir ve geleceğimiz için bize umut veren, önceden haber verilen kurtuluşumuzdur. Orta Doğu'daki savaşlar gibi olaylar, tüm Mesih'in kardeşlerini ve diğerlerini Tanrı hakkında düşünmeye sevk eder. Pavlus daha önce şöyle demişti:

Her birimiz komşusunu ruhça geliştirmek için komşusunun iyiliğini gözeterek onu hoşnut etsin" (Rom. 15:2)

Kuşkusuz bu sözler bir vaaz verme tavsiyesi bağlamında ifade edilmemiştir, ancak komşularla umudumuzu paylaşmak için yapabileceğimiz her şey, bu tür zamanlarda, her şeyin yolunda gittiği zamandan daha fazla öneme sahiptir.

Ne Yapmalıyız?

Beklerken yine de sağduyulu davranmamız gerekiyor. Aklıma eski tavsiyeler geliyor. Her şey Tanrı'ya bağlıymış gibi dua etmeli ve her şey bize bağlıymış gibi çalışmalıyız. Bu dünyaya gelen şeylerden kaçırılmaya layık görülmemiz ve kendimizi Efendimiz'in dönüşüne hazırlayabilmemiz için dua etmeye devam etmeliyiz. Mesihimiz'in ilk gelişi, O gelmeden binlerce yıl önce gelecehi haber verilmişti. Ve o gelmişti. Yine gelecek!


Create your website for free! This website was made with Webnode. Create your own for free today! Get started