
HAKKIMIZDA
“Kristadelfiyanlar”: Mesihʼte Kardeşler
Yüzyıllar boyunca, ana akım Hristiyan Âlemiʼnin yanı sıra, çoğunluğun bir parçası olamaya vicdanları el vermemiş başka küçük gruplar her zaman olmuştur. Tanrı Sözüʼne olan sıkı bağlılıkları ile öne çıkan bu gruplar, politik sahnede çok az dalgalanma yaratan sıradan insanlardan oluşuyordu.
Donatistler, Valdocular, Pavlusçular ve Huguenotlar güç ve otorite sahipleri tarafından kendilerine yöneltilen nefret ve küçümseme olmasaydı eğer, tarihe geçmiş daha önde gelen gruplardan bazılarıydı.
Bu insanlar, esas gaye olarak Kutsal Kitap ile sessiz ve sakin bir yaşam sürmeyi seçtiler, ancak geleneksel çizgiye uymadıklarından kafir olarak mahkum edilip sürgün, katliam ve işkenceye maruz kaldılar. Bugün, benzer şekillerde öne çıkan başka bir grup insan, Kristadelfiyanlar olarak da bilinen Mesihʼte Kardeşlerʼdir. Kitabıyla tanınmış bir İngiliz filozofu olan Bertrand Russel, İktidar (Power, A New Social Analysis) isimli kitabında, “Hristiyanlık ilk günlerinde tümüyle politika dışında idi. Zamanımızın en iyi temsilcileri ise Kristadelfiyanlarʼdır” diye yazmıştır. Eğer Kilise, yukarıda bahsi geçen grupların zamanında elinde bulundurduğu politik gücü bugün de elinde bulunduruyor olsaydı, kuşkusuz Kristadelfiyanlarʼın da akıbeti onlarınkisi ile aynı olurdu.
Kristadelfiyanlar kamu görevlerinde, jüride ya da silahlı kuvvetlerde yer almaz, kamuoyunun ilgisini çekmek için gösterilerde ya da pasif direniş eylemlerinde bulunmazlar. Onlar, İsa Mesihʼin gökten gelip günün politik yapısını değiştireceğine dair Kutsal Kitapʼta sunulan vaadin gerçekleşmesini sabırla bekliyorlar (Elç. 1:11). Hangi ülkede yaşarlarsa yaşasınlar, günümüzdeki paylarının ve rollerinin bir yabancı ve misafir olduğuna inanırlar.
Ayrıyeten, Efendileriʼnin dönüşünde, Oʼnun onaması ile yeryüzünde krallar ve kâhinler olmak üzere yüceltileceklerini ümit ederler (Va. 5:10).
Mesihʼte Kardeşler, Komünist olmayan dünyanın çoğunda bulunabilir. Efendileriʼnin ölümünün ve dirilişinin anıldığı bir ibadet için haftanın ilk günü düzenli olarak toplanırlar. Kutsal Kitapʼı incelemek için hafta içi bir araya gelirler ve genellikle haftanın başka bir gününde halkın da davet edildiği Kutsal Kitapʼa dayalı bir konuşma için toplanırlar. Pazar okulu ve gençlerin aktiviteleri haftalık rutinlerinde belirgin bir şekilde yer alır.
Mesihʼte Kardeşler arasında bireysel Kutsal Kitap çalışması çokça vurgulanmaktadır. Neyin inceleneceğini ya da ne şekilde yorumlanacağını belirleyen merkezi bir otorite yoktur. Kiliseler ya da Mesihʼte Kardeşlerʼin dediği gibi, “eklisyalar” nispeten birbirinden bağımsızdır. Birincil ilkelere ilişkin ortak bir inanç bildirgesi eklisyaları birbirine bağlar. Ancak, tüm eklisyaların “doğum kontrolü”, kürtaj ve Kutsal Kitapʼın esasî olmayan kısımları gibi konularda aynı şekilde davranmasını şart kılan bağlayıcı bir bildirge yoktur.
Mesihʼte Kardeşler, otorite konusunda oldukça katıdır. Günümüz sözüm ona peygamberleri, sözde kişisel esinler ya da diğer uyduruk kitaplardan hiçbiri Kutsal Kitapʼın yanında otorite olarak görülmez. Bu konularda kafalarını kuma gömmezler. Ateistleri, evrimcileri ve uzlaşmacıları düzenli olarak umumi tartışmalara davet ederler.
Mesihʼte Kardeşler, “yeniden doğma”ya inanırlar ama yeniden doğma günümüz “enstantane” usuller ile değil, Kutsal Kitap ölçütleri uyarınca olur. Yeniden doğmanın bilgelik ve anlayışın yanı sıra, başlamak için duygu ve devam etmek için çok daha fazlasını kapsadığına inanırlar (1Pe. 1:23; 2:1, 2). Yeniden doğmanın kişinin tutumlarında bir değişiklik icap ettiğine inanırlar. Öyle ki, dine geçen kişinin konuşmasının ve davranışının eleştirilecek bir yönü kalmayacak.
Bedenin yargılanmak üzere gerçek anlamda dirilişi ve bu yeryüzünde sonsuz bir yaşam, Mesihʼte Kardeşlerʼin umududur. İnsanın en büyük düşmanının kendi doğası olduğunu öğretirler. İsa Mesih tarafından kabul görülmek için, her insan Tanrıʼnın yardımıyla kendilerini Tanrıʼnın Sözü uyarınca terbiye etmeyi öğrenmelidir.
Mesihʼte Kardeşler, kökeni açık bir şekilde putperest kökenli olan fikirleri şiddetle kınarken inançlarını Kutsal Kitapʼtan dikkatli bir şekilde doğrularlar.
İnsanın ölümsüz bir ruha sahip olduğu fikrini ölülerin dirilişi öğretisine ters düşen bir inanç olarak görürler. Üçlü Tanrı, düşmüş bir melek olarak şeytan, ebedi cehennem azabı inancı ve ayrıyeten Mesihʼte Kardeşlerʼin Kutsal Kitapʼa dayanmadığını ileri sürdüğü diğer birkaç inanç hakikaten uzlaşma ve gelenek üzerine kurulmuştur.
Hristiyan Âlemiʼnin büyük çoğunluğunun, bu gibi putperest inançlara bağlı kalmakla Rabʼbin şu sözlerine tabi olduğuna inanırlar: “Bana boşuna tapınıyorlar, öğretileri insanların buyruklarına dayanıyor” (Mat. 15:9).
Mesihʼte Kardeşler, “Kristadelfiyan” ismini Amerikan İç Savaşı sırasında, ABD yönetimi bütün bu gibi grupların ismen resmiyete geçmesini gerekli kıldığında aldı. Kristadelfiyan ismi benzersiz olmasına karşın, basitçe “Mesih'te Kardeşler” anlamına gelir (Kol. 1:2; İbr. 2:11). Mesihʼte Kardeșlerʼin inançları, geçmiş yüzyıllardaki protestocularınkisine benzer şekilde Kutsal Kitap esaslıdır ve grubun isimlendirilmesinden bugüne değin değişmemiştir.