III. ÇALIŞMA
Bir Hristiyan'ın inancı 》Yaradan Tanrı ve Dünyaya Yönelik Tasarıları 》4. Çalışma

Tanrı'nın dünyayı sonsuza dek bir barış ve Kendisi'ne övgü yurdu haline getirecek kesin tasarıları vardır.
Kutsal Kitap, Yaratılış 1'de şu muazzam bildiri ile başlar: "Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı."
Yaratılış Kitabı, devamında basit bir dille bize bu dünyanın aşama aşama yaşanabilir hale getirildiğini ve ardından canlılarla doldurulduğunu anlatmaya devam eder. Önce ışık geldi, böylece gece ve gündüz oluştu. Sonra bulutlar yükseldi, deniz ile gökyüzü arasında temiz hava oluştu. Sonra kara, kuru toprağın oluşumu için denizden yukarı çıkarıldı. İşte şimdi, dünya canlı varlıklar için hazırdı!
Dördüncü aşamada ise Tanrı bitkileri ve ağaçları yarattı, büyümeleri için hepsinin ihtiyaç duyduğu güneş ışığını onlara sundu. Sonra balıklar, kuşlar ve hayvanlar geldi. Son olarak, 'altıncı günde' insan yaratıldı ve Tanrı'nın yarattığı tüm diğer harikalarla tanıştırıldı. Yaradılışın her aşamasında "Tanrı bunun iyi olduğunu gördü" diye yazılmıştır. Demek ki Tanrı'nın iç düşüncesinde belirli bir tasarısı vardı.
İnsan Özeldir
Hayvanların aksine, insan bilinçli olarak Yaratıcısı'nı memnun etmeye çalışma yeteneğine sahipti. Yaratılış 1:27-28 diyor ki, "Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. . . . . Onları erkek ve dişi olarak yarattı. Onları kutsayarak, 'Verimli olun, çoğalın' dedi, 'Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.'" Tanrı insandan dünyayı Kendi adına yönetmesini istiyordu, ancak daha sonraki bir incelemede göreceğimiz gibi, insan bunun yerine kendi arzularının peşinden gitti. Sonuç, insanlığın ve dünyanın bir lanet altına girmesi oldu; insan ölümlü oldu, böylece bir süre sonra öldü.
Üç Katlı Bir Vaat
Tanrı kadınlardan ve erkeklerden Kendisi ile işbirliği yapmalarını ister. When they refuse to do so, God`s plans might be set back as it were, but they are not destroyed. İşte düşünmeniz gereken üç örnek:
- Yaratılıştan yıllar sonra, Yahudi ulusunun en başında, insanlar atalarına vadedilen topraklara (şimdiki adı İsrail olan Kenan ülkesi) girmeyi reddettiler. Aden'deki itaatsizliğin benzeri olarak, bu da başka bir aksilik idi. Ama Tanrı amacında hala kararlı olduğunu söyledi. O şöyle dedi: "Varlığım üzerine ant ederim ki tüm yeryüzü Yehova'nın ihtişamıyla dolacak." (Sayılar 14:21 YDÇ).
- Bundan yüzlerce yıl sonra (MÖ 700 dolaylarıda) Yahudi ulusu vadedilen topraklarda yaşarken, yine Tanrı'ya itaatsizlik etmekteydiler. İşler o kadar kötüye gitti ki, Asur ordusu, ulusun kuzeyini esir almak için yola çıktı. Ama Tanrı'nın tasarıları yerinde kaldı. Sözünü tekrarladı! Zamanı geldiğinde, "Kutsal dağımın hiçbir yerinde kimse zarar vermeyecek, yok etmeyecek. Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa, dünya da RAB'bin bilgisiyle dolacak" (Yeşaya 11:9).
- Başka bir yüzyılın ardından benzer şeyler tekrar ve tekrar yaşandı. Ülkenin güneyinde kalan Yahudiler'in günahları o kadar kötüleşti ki, onlar da Babil ordusu tarafından esaret altına alındı. RAB'bin vaadi daha eksiksiz bir biçimde tekrarlandı: "Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa, Dünya da RAB'bin yüceliğinin bilgisiyle dolacak" (Habakkuk 2:14). Bu, Kutsal Kitapın sık sık dediği gibi, Tanrı'nın gönderdiği bir Kralın dünya çapında barış ve adalet içinde hüküm sürmesiyle, 'Tanrı'nın Hükümranlığı'nın en önemli niteliği olacaktır.
İsa, Tanrı'nın Amacında Kilit Rol
Yeşaya'nın 11. bölümü, dünya çapında kurulacak bir krallık vaadini yerine getirmek için çok özel birinin geleceği vaadiyle başlıyor. Kral, "İşşay'ın kökünden çıkan fidan" olarak tanımlanıyor. İşşay, Eski Antlaşma döneminde İsrail'de Tanrı için bir hükümranlık kuran Kral Davut'un babasıydı. Vaat, bir gün Davut'un soyundan Tanrı'nın uzun vadeli tasarılarını gerçekleştirecek birinin doğacağıydı. Öyle ki, Kral Davut'tan bin yıl sonra, o özel çocuğun doğma zamanı geldi ve doğumundan önce annesine şöyle söylendi: "Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın. O büyük olacak, kendisine 'Yüceler Yücesi'nin Oğlu' denecek. Rab Tanrı O'na, atası Davut'un tahtını verecek. O da sonsuza dek Yakup'un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir" (Luka 1:31-33 TCL02).
İsa'nın, öğretmeye başladığında, neden takipçilerine şu şekilde dua etmelerini söylediğini anlayabiliriz: "Hükümranlığın gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin istediğin olsun" (Matta 6:9-10). Bu, Tanrı'nın üzerinde yaşadığımız yeryüzüne ilişkin tasarısıdır.
Bir sonraki çalışma, bununla ilgili Mukaddes Kitapta Nuh, İbrahim, Davut ve Havariler gibi insanlara ne kadar açık vaatlerin verildiğini gösterecek.
Your Title
This is where your text starts. You can click here and start typing. Aut odit aut fugit sed quia consequuntur magni dolores eos qui ratione voluptatem sequi nesciunt neque porro quisquam est qui dolorem ipsum quia dolor sit amet consectetur adipisci.