HÜKÜMRANLIĞA DAVET

Tanrı'nın Hükümranlığı'na katılmak için posta yoluyla bir davet almış olsaydınız, davetiyeyi atar mıydınız? Takviminize bakıp meşgul olduğunuza karar vererek, "Teşekkür ederim ama hayır" der miydniz? Sanırım hayır!

İsa'nın Matta 22'deki benzetmesinde söz edilen şölen davetlilerinin yaptığı şey tam olarak budur.

"Kral şölene davet ettiklerini çağırmak üzere kölelerini gönderdi, ama davetliler gelmek istemedi" (Mat. 22:3)

Bu benzetmede anlatılan şey, Yahudiler'in müjde davetini reddetmesi ve bunun yerine putperestçe davranmalarıdır. Kralın hizmetkârlarının, yeni şölen için misafirler aramaya çıkan kişilerin söz edildiği 9. ayette geçen "yol kavşakları" ifadesi, devletler arasındaki sınırları belirleyen yolları ifade eder.

Yahudiler daveti reddettikten sonra, Mesihleri'ni ölüme terketti ve bundan sonra elçiler, putperestlere müjdeyi duyurdu. Bu bizim için bir ders niteliğindedir. Mesih'te Kardeşler'den biri olmamız Hükümranlığa girmemizi güvence altına almaz. Eğer yeterince önem vermezsek, Tanrı daveti iptal edebilir ve yerimizi alacak başka birini bulabilir.

Birinin Tanrı'nın Hükümranlığı'ın davetini reddetmesine ne sebep olabilir? Anlaşılmaz gibi görünüyor, ancak şu anda, yaşamlarımızı nasıl sürdürdüğümüze bağlı olarak, gerçekten orada olmak isteyip istemediğimizi göstermiş oluyoruz. Tanrı'nın Hükümranlığı ile ilgili insanların karşılaştıkları sorun, bütün vaatlerin gelecekte gerçekleşecek olmasıdır. Hükümranlığın, adalet ve doğruluk, barış ve güvenlik, verimli alanlara dönüşen çöller, yoksulluk, suç ve savaşın sonu ve ölümsüzlük armağanına ilişkin açıklamaları şimdiki zamanı yansıtmıyor. Öte yandan, bu dünya bize anlık sonuçlar vaat ediyor ve bu nedenle şimdide yaşamak bir gelecek tasarısından çok daha kolaydır.

Ya zaman yolculuğu yaparak Tanrı'nın gelecek Hükümranlığı'nda bir gün geçirebilseydiniz? Döndüğünüzde bu fâni dünyaya bir daha aynı şekilde bakar mıydınız? Gelecek Hükümranlık aklımızı uçuracak, şu anda hayal edebileceğimiz herhangi bir görümden bile daha şaşırtıcı olacaktır. Gerçekliğini sadece bir gün deneyimleseydik, bu dünyanın üzerimizde bıraktığı bütün yaraları iyileştirirdi.

Asıl olması gereken, zaman yolculuğu yapamasak bile, şimdi bu tür bir zihniyete sahip olmaktır. Kutsal Kitap'ın her yerinde Hükümranlığın izlenimi verilmiştir.

"Ama davetliler aldırmadılar. Biri tarlasına, biri ticaretine gitti" (Mat. 22:5)

Bu hayatın çiftlikleri ve işletmeleri, Tanrı'nın Hükümranlığı'nda yaşayacağımız şeylerle kıyaslanamaz.

Mesih ve Hükümranlık'taki tüm inananlarla birlikte yaşadığımızda, fâni ömürlerimiz hakkında şöyle düşüneceğiz; " Neden bu kadar çok zaman harcadım? "Ne düşünüyordum?"

Ebedi bir zihniyet geliştirmeye çalışalım. Şu anda gözlerimizle gördüklerimiz sonsuza dek sürmeyecek. Rabbimizin davetini reddetmek istemiyoruz, bunun yerine hazır ve gözlemci olarak bekliyoruz.

"Tanrı'nın kendisini sevenler için hazırladıklarını giçbir göz görmedi, hiçbir kulak duymadı, hiçbir insan yüreği kavramadı" (1Ko. 2:9).

Create your website for free! This website was made with Webnode. Create your own for free today! Get started